Bergen

Bergen,16 temmuz 1959 tarihinde 7 çocuklu bir ailenin son çocuğu olarak  Mersin’de dünyaya geldi. Asıl adı Belgin Sarılmışer olan Bergen,6 yaşındayken annesi Sebahat Çakır ile babasının boşanmasından sonra annesi ile birlikte Ankara’ya yerleşti. İlköğrenimini Ankara Yenimahalle Yunus Emre İlkokulunda tamamladı. İlkokul yıllarında mandolin çalarak şarkı söyleyen Bergen’in yeteneğini gören öğretmenleri, mezun olduktan sonra onu konservatuara gitmesi konusunda teşvik etti. Ankara Devlet Konservatuarı sınavlarına giren Bergen, piyano bölümü sınavlarını birincilikle kazanmayı başardı. İki yıl  piyano ve viyolonsel eğitimi aldı. Ancak maddi imkansızlıklar nedeni ile okulu yarıda bırakmak zorunda kaldı. Yaşını büyüterek bir müddet  Ptt’de memur olarak görev yaptı.

Bir gece arkadaşları ile gittiği bir pavyonda yanındakilerin ısrarı ile şarkı söyledi. Orhan Gencebay’ın Batsın Bu Dünya isimli şarkısını söyleyen Bergen, kulüp işletmecisinin dikkatini çekti. Sesini çok beğenen kulüp patronu ona sahneye çıkmasını teklif etti. Bu teklifi kabul eden Bergen’in böylelikle sahne hayatı başlamış oldu. Ankara’da birçok pavyon’da çalıştıktan sonra gelen bir teklifi değerlendirerek Adana’ya gitti.

Adana’da Halis Serbest ile tanıştı. Halis Serbest her gece şarkıcıya çiçekler gönderiyor ve her gece Bergen’in çalıştığı pavyona gidip en ön masadan şarkıcıyı seyrediyor. Halis Serbest’in ısrarı ve inadı ile evlendiler. Ancak Halis Serbest’in başkasıyla evli olduğu ortaya çıkınca Bergen ilişkiye son verdi.

Bu ayrılığın ardından Bergen annesi ile birlikte İzmir’e kaçtı. Halis Serbest bir kiralık katile 500 bin lira vererek İzmir’e gönderdi. 31 Ekim 1982 gecesi İzmir Alsancak’ta New York adındaki pavyonun kapısında Bergen annesiyle birlikte bir taksiye binmek üzereyken, kiralık saldırgan şarkıcının üzerine bir kova kezzap attı.

Bergen, bu olayda ağır biçimde yaralandı.45 gün hastanede yattı. Olayı basından takip eden dönemin meşhur estetik cerrahı Onur Erol, Bergen’e gönüllü olarak yardım etti. Bergen İzmir’den Ankara’ya getirildi. Onur Erol, 13 Şubat 2010 tarihinde Milliyet gazetesinden Elif Berköz’e hastasının durumunu tarif etti:

“En az üç kez ameliyat ettiğimi hatırlıyorum onu. Çünkü dokuların iyileşmesi, olgunlaşması aylar sürer bu tip yanıklarda. Zımparalama yöntemiyle Bergen’in derilerini soymuştuk. Sağ gözü çıkmıştı, kapakları kapanmıyordu. Sonradan eklenecek protez için göz çukuru yaptım. Burun kanatları yok olmuştu, oraya kıkırdaklar kondu. Yüzüne kalçasından deri eklendi.”

ve sağ gözünün hasarı yüzünden saçlarını sağ gözünün üzerine atmasıyla, bazense güneş gözlüğüyle olan imajıyla akıllarda kaldı. 1986’da yayınladığı dördüncü stüdyo albümü “Acıların Kadını”nı albümü ve kendi hayat hikayesini anlatan albümle aynı adlı filmde oynamasının ardından “Acıların Kadını” olarak anılmaya başladı.  Olayın azmettiricisi olarak yargılanan eski eşi 13 yıl 11 ay hapis cezası ile yargılandı.12 yıl  ceza aldı. Cezasını yattığı sürede Bergen, iyileşmesinin ardından onu hapiste ziyaret etmeye devam etti. Hapisten çıktıktan sonra tekrar evlendiler. Tekrarlayan kıskançlıklar ve kavgalardan sonra tekrar ayrıldılar. Sahneye tekrar çıkmaya başlayan Bergen, yine bir sahne sonrası annesi ile birlikte evine dönerken,14 Ağustos 1989’u 15 Ağustos’a bağlayan gece, Pozantı, Adana’da boşandığı eşi tarafından 6 kurşun ile sırtından vurularak öldürüldü.

Sanat yaşamı boyunca Sen Affetsen Ben Affetmem, Kader Diyemezsin, Benim İçin Üzülme, Elimde Duran Fotoğrafın, Neden Dönmesin gibi pek çok şarkı bıraktı.