Ansiklopedi F Harfi Nedir?

Fransız akademisi (Academie Française)

Fransa’da devlet tarafından tanınmış ve bir yönetmeliğe bağlanmış ilim adamları ve edebiyatçılar topluluklarının en etkili olan Fransız akademisi, esasında Richelicu’nün eseridir. Bu büyük zeka, daha 1634 yılında dilin gözetilmesini ve dil kurallarına uygun davranılmasını sağlamakla görevli bir topluluğun lüzumlu olduğunu fark etmişti. Kral 13. Louis’in verdiği berat ile, 1635 yılından itibaren Akademinin kurulması imkanını sağladı. İki yıl sonra meclis bu belgeyi tescil etti. O tarihten itibaren Akademi, ihtilal yılları dışında sürekli olarak faaliyette bulunarak görevlerini yerine getirmiştir. 1793’te feshedilen Akademi, başlangıçta sadece dört usulü bünyesinde toplayan Fransız enstitüsünün bölümlerinden biri olarak 1803’te yeniden kuruldu. Kendi adı ile anılması için Restorasyon devrine kadar beklemesi gerekti. Akademinin kurucusu tarafından öngörülmüş olan çeşitli çalışmalardan yalnız biri, yüzyıllar boyunca bu topluluğun dikkatini üzerine çekmiş ve sıkı bir şekilde yürütülmüştür. Gerçekten de Akademi, 1694-1932 arasında Lügat’inin sekiz baskısını yayımlamıştır. Lügatçilik tekniği konusunda gerçekleştirilmiş olan ve kelime hazinesiyle gramerdeki gelişmeleri takip eden belli birtakım değişiklikler hariç, bu lügat, kelimelerin alışılmış kullanılışını gösteren bir kaynak olmakta devam etmektedir. Ne ansiklopedi ne de etimoloji esasına dayanır. Verdiği örnekler, yazarların kullandığı dilden değil, konuşma dilinden alınmıştır. Kelimelerin gelişmesini, dile girişlerini, halkın zorlaması ile değişikliğe uğramalarını, belli birtakım kelimelerin ve deyişlerin bir yana bırakılmasını ve hatta ortadan kaybolmasını incelemek isteyen kimse lügatin birbiri ardından yayınlanmış baskılarına baş vurabilir. İmla değişiklikleri büyük bir ihtiyatla kabul edilmiştir.

Akademide çalışmalar bir komisyon tarafından yürütülür. Toplulukların veya fertlerin sordukları sualler incelenir, gerekiyorsa cevap verilir. Akademi, kurucusunun dileğine uygun olarak, 1933’te bir gramer yayımlamıştır. Fransız diliyle ilgilenen bütün lügatçiler bu gramere sık sık başvururlar.

Richelieu’nün bu teşebbüsü, hareket noktası olarak, Conrart’ın evinde bir araya gelen birtakım edebiyatçıların kurduğu bir topluluğa dayanıyordu. Akademici sayısı, bir bakıma kısa sayılabilecek bir süre içinde on ikiden kırka yükseldi. Akademinin sadece edebiyatçılardan kurulu bir topluluk hüviyetinden sıyrılması da uzun sürmedi. Daha 17 yüzyılda ve tabiatı ile 18. yüzyıl boyunca, edebiyatçıların arasına çeşitli mesleklerden insanların, diplomatların, hukukçuların, markisinden prensine kadar her türlü asilzadenin, devlet adamlarının, mareşallerin, sosyologların, pedagogların, hatta bir de hekimin katıldığı görüldü. Az çok sürekli bir şekilde, mevcudun yarısında biraz fazlasını temsil eden edebiyatçılar arasında da daha Akademinin kurulduğu yüzyılda, şairler ve tiyatrocular, bir masal yazarı, alimler, ahlakçılar, filozoflar, mütercimler, tarihçiler, vakanüvisler, tenkitçiler, kitaplık uzmanları ve bir romancı yer almıştı.

19 yüzyılda, gazetecilik de Akademide bir üye tarafından temsil edildi ve genç o sıralarda, romancıların ve tiyatrocuların sayısı arttı. İlimler Akademisi ile iletişim kurabilmek için bir veya iki kalburüstü ilim adamına Akademi üyeliği teklif etmek de o yıllarda gelenek halini aldı. Üye koltuklarından birinin büyük bir sanatçıya ayrıldığı da oldu. Bugün artık koltuk diye bir şeyin kalmadığı, daha doğrusu koltukların yerini iskemlelerin aldığı bilinmektedir. 17. yüzyılın sonunda da böyleydi. Fakat büyük asilzadeler ile rahiplerin, o sıralarda, öteki üyeler gibi iskemlelerde oturmak istemeyip kendilerine koltuk tahsis ettirmeye kalkışacakları tuttu. Bunun üzerine, Richelieu’nün siyasetini sürdüren, yani kodamanların nüfusunu kırmak ve ileride aydınlar diye anılacak sınıfı desteklemek isteyen 14. Louis, kırk tane koltuk gösterdi. O gün bugündür, cinsi ne olursa olsun, Akademideki oturulacak yerlere Fransız koltuk derler.

Akademi üyelerine «ölümsüzler» denmesi ise, Akademinin dövizi olan ölümsüzlüğe deyiminden gelmedir. Üzerinde bu dövizin kazılı olduğu tahta oyma kapılar, ikinci Dünya savaşından az önce bulunmuş ve yerlerine konmuştur.

Akademi yönetmeliğinde, ikamet ile ilgili bir madde vardır. Akademi oturumlarına katılanların sayısını arttırmak için konulan bu maddeye göre, Akademi üyeliğine adaylığını koyacak kimsenin Paris’te oturması şarttır. Ne var ki, bu adayların çoğu seçimi kazanıp Akademi üyesi unvanını alır almaz, gidip taşraya, hatta yabancı bir memlekete yerleşir ve ancak yolları düştükçe Paris’e şöyle bir uğrayıverirler.

Akademinin kurulmasından bu yana geçen üç yüzyıllık süre içinde ancak iki üye istifa etmiştir. Monsenyör Dupanloup (1871) ve Pierre Benoit (1959). İhraç olayları nadirdir. 18. yüzyılın sonuna kadar ihraç edilen üye sayısı üçü pek geçmez. İkinci Dünya sava­şının sonunda, Paris işgalden kurtulunca, Fransız hükümeti birçok üyeyi ihraç etmişti. Akademi, hükümetin bu kararlarına boyun eğmek zorunda kaldı. Öteki akademilerde seçimin yürürlüğe girmesi sadece Bakanlığın onayına bağlı olduğu halde, Fransız akademisindeki seçimler Devlet başkanının tasvibine sunulur. Bu adet, Akademi ile kral arasındaki hamilik ilişkisinin, yüzyıllar ötesinden bu yana sembolik olarak sürdürülmesidir. Daha son zamanlara kadar, yönelim kurulu üyeleri, Devlet başkanından bir randevu rica eder ve yeni seçilen arkadaşları ile beraber Elysees sarayına giderlerdi. Genel eğilim, özellikle 1944’ten sonra, aşırı teşrifattan kaçınılması yolundadır. Çoğu zaman, yönetim kurulu üyeleri Devlet başkanının onayını almak için resmi bir ziyaret yapmakla yetinirler.

Adaylığını koymak için adet, müdür veya daimî sekretere, maksadı kesinlikle belirten bir mektup yollamaktır. Fakat aday, istisnai olarak, adaylığını bir Akademi üyesi tarafından da koydurabilir. Geleneğe uygun olarak üye ziyaretlerinde bulunmak da tavsiye edilir. Ne var ki, bugüne kadar birçok aday bu ziyaretleri yapamamış veya yapmaktan kaçınmıştır. Seçilen adayın tam manası ile Akademi üyesi sayılabilmesi için, halka açık bir oturumda ve Akademi binasının içinde bir teşekkür nutku vermesi şarttır. Selefin ölümü sırasında Akademinin müdürü olan üye, bu nutka başka bir nutuk ile cevap verir. Bu kaideye de uyulmadığı olmuştur. Bazı yeni seçilen adaylar ya hasta oldukları için veya nutkun verileceği tarihten önce öldükleri için Akademiye teşekkür edememişlerdir.

Akademi üyelerinin kıyafeti bir üniforma değildir, çünkü, gerek zeminin (genellikle siyah veya koyu mavidir), gerek işlemelerin rengi farklı olabilir. Bu kıyafet, iki köşeli şapka ve pelerin ile tamamlanır. Akademinin restorasyonundan sonra kılıç kuşanmak da adet haline gelmiştir.

Halka açık yıllık toplantılar ve yeni seçilenlerin kabul törenleri dışında Akademinin bütün oturumları gizlidir. Unvan ve mesleklerin çeşitliliğine rağmen, Akademide bölüm yoktur. Fransa’daki diğer akademilerden farklı olarak muhabir veya ortak üye de seçmez. Akademi, doğrudan doğruya veya vasiyetle yapılan bağışları kabul etmeye yetkilidir. Bunlar vakıf halinde işletilir ve alacak kalıntıları ile de Akademinin her yılın ilkbaharında dağıttığı mükafatlar karşılanır. Vasiyet ile yapılan bağışlar, devlet fonu olarak yatırılmak şartı ile vergiden muaftır. Bu bakımdan da enflasyon ve devalüasyon gibi iktisadi krizler Akademiye de tesir eder. Mükafatların miktarını arttırabilmek için, bazı yıllar birtakım ödüllerin verilmesinden vaz geçildiği olur. Fakat bu tutum bazen varislerin itirazına yol açar. Akademi, vasiyet ile yapılan bir bağışı, vasiyetnamede yerine getirilmesi zor şartlar bulunduğu gerekçesi ile kabul etmek istemez ise, devlet konseyinin onayını almak zorundadır. Akademinin verdiği mükafatların bir kısmı ahlak, bir kısmı da edebiyat mükafatlarıdır. Bu mükafatların veriliş şekli, hemen daima, bağışta veya vasiyette bulunan kimse tarafından kesinlikle belirtilmiştir.

Akademi üç kişilik bir yönetim kurulu tarafından idare edilir. Salt çoğunlukla üç aylığına seçilen müdür, sırasında müdüre vekalet eden ve üç aylığına seçilmiş şansölye, kaydı hayat şartı ile seçilen (istifa edene pek rastlanmaz) ve uzun yılların verdiği tecrübe ile Akademinin adetlerini, ihtiyaçlarını ve görevlerini çok iyi bilen daimî sekreter. Sekreter, aynı zamanda işlerin yürütülmesinde kendisine yardımcı olan üç üyeden kurulu bir idari komisyonun da başkanıdır.

Akademi, Enstitünün öteki kısımları ile beraber, ortaklık mülklerinin idaresine ve genel toplantılara katılır. Günlük olayların, mülk idaresinin veya beş kısım tarafından ortaklaşa verilen ödüllerin ortaya çıkardığı meseleler bu genel toplantılarda görüşülür ve bir hal şekline bağlanır. Akademi, üyelerinden bazılarını Enstitünün merkez idare komisyonu denilen komisyonuna delege olarak gönderir.

Bazı ilim kuruluşlarından, ortaklaşmalardan, devletten veya yabancı memleketlerden gelen davetlere, Akademi, üyelerinden bir veya birkaçını görevlendirerek cevap verir.

Akademi, bazı durumlarda mesajlar gönderir veya dileklerde bulunabilir. Mesela 1957 yılında, ortaöğretim reformu hakkında Akademi üyelerini aydınlatacak yetkili bir kimsenin gönderilmesini Eğitim bakanlığından istemiştir.

Dillerini korumak ve edebiyatın gelişmesine yardımcı olmak isteyen başka memleketlerdeki çeşitli kuruluşlar, kendilerine örnek olarak Fransız akademisini seçmişlerdir.

Yorum Ekle

Click here to post a comment